TEŞKİLAT
Bina, ancak gaflet uykusundan uyanan,“Bismillah” diyerek iman dolu yüreği hazır olan Selahaddinlerle inşa edilir.
Bir binadır, bir kalıp ve hendesedir.
Binanın ve kalıbın içine hangi ruhun üflendiği çok mühimdir.
Bina, ancak gaflet uykusundan uyanan,“Bismillah” diyerek iman dolu yüreği hazır olan Selahaddinlerle inşa edilir.
Bu kez ! Büyük Türkiye sevdalılarının ve gönüllülerinin
işi daha da zor görünüyor.
Gizli kalmış tuzakların, sadece bilinen ve tarif edilen kısmı ile
topluma anlatma güçlüğü içerisinde kalacaklardır.
Son “20 yılda’’ var olan başarı öykülerini, kazanımları anlatmak elbette kolaydır.
Bu dönemin edinçleri tarihte elbette hükmünü kazanacaktır.
Asıl maarifet; Bu dönemin, müstakil kıymetinin taçlanacağı ve asıl meyvelerini toplanacağı zamana erişebilmek olacaktır.
Nasıl bir aksiyon alacağımızın asıl sırrı iki başlıkta gizli;
“Türk Milleti” olabilmenin nitelikleri ve “Anadolu Ahalisi” ruhunu yeniden canlandırmak…
Işte Teşkilat; bu iki kavram üzerine temellerini yeniden kurmalıdır.
Evimizden , sokağımıza , mahallemizden kasabamıza kadar bu kültürel kodlarımıza dönüşün,mihmandarı olduğumuzu hissettirmeliyiz.
Dönüşümü ancak bu Aziz millet yapmalıdır.!
Yapamazsak eğer ne olur?
Bina çürür ve bu enkaz için çok ağır bedeller ödenir.
Safı değişip, vasıflarından uzaklaşan topluluklar bozgunculuk yapmaya başlarlar.
Tarihine merhametini,adaletini ve nizamını sığdırmış Asil Türk halkı, bu bozguncu milletler içinde asla bulunmayacaktır.
Tarih bunu yazmadı ve yazmamalı.
Unutmayalım! Devlet yok olmaz. Değişir,dönüşür,yenilenir ama muhakkak mevcudiyetini muhafaza eder.
Millet temsil ettiği manevi sorumluluklardan uzaklaşıp düşerse, devlette zorluğa düşer.
Teşkilat; Devlet aklının kutsal davası olan’’Millet Şuurunu’’ öncelikle benimsemek zorundadır.
Teşkilat; Zor bir sürece girerken, bu temel kaygıların ışığında kültürel kodlarımıza sahip çıkarak, Istikbal mücaadelesinde karanlığı bertaraf edip, aydınlığı esas alması onun en önemli görevi ve şuuru olmalıdır.
Bu şuura sahipler ile sahibi belli olmayanların mücaadelesidir bu!
Ekonomik kaygılardan uzaklaşın, yerine gelir.
Makam mansıp sevdasının derdiyle yanmayın, geçicidir.
Yücelmek şehvetine kapılmayın, sadece Allah’ın elindedir.
O istediğini tüm dünyaya sevdirme kudretinin tek sahibidir.
Teşkilat; tevazu,hayır ve dua rotasından şaşmamalıdır.
Karşılığa bina edilen her eylem sonuçsuz kalır.
Ne diyor üstad:
“ Ecel, emelin önündedir.
Manaya yönel,
beden kafesinden çık,
Aşk ateşiyle yanda adam ol.
Nefsi besleme,
nefsin sadece ihtiyacını ver,
Asıl insanlık budur”
Selam ve Dua ile