Tarihi Benzetmeler

Tarihi Benzetmeler

Yeni model varolma faaliyeti adı altında, tarihten cımbızla seçilen şerefli ve aziz şahsiyetlerin namını kullanmak büyük bedbahtlık ve tarihe ihanettir.


Yanlışlara tarihten ortak edinmeye çalışmak basitlik ve ucuzluktur. Şahsa münhasır, kendine namzet kalmak lazım.


Bu arayışı sıklıkla yapan siyasetçiler, tarihin efsaneleşmiş isimleri ile anılmaya gayret ettikçe, o isimlerin azameti altında kalır ve tarih olurlar.


Özellikle Cennet Mekan Muhammed Fatih Han için yapılan benzetmenin avuçlarında nasıl patladığını hep birlikte gördük.


Bu nedenle Sn. Cumhurbaşkanımız için yapılan Cennet Mekan Abdulhamid Han benzetmelerini de tasvip etmiyorum.


Her dönem; kendi iç dinamikleri, konjenktürel gerçekleri içinde değerlendirilmelidir.
Sn. Cumhurbaşkanımızın siyasi döneminin zorlukları ve benzerlikleri aşikardır. Ama her lider dönemine uygun refleksler ile süreci yönetir.


Örnekleyecek olursak;
Sultan Abdulhamid Han'ın feraseti ve ikbal tahminleriyle, Osmanlı’nın yıkılış sürecinin tam tarifini yapmış olmasına rağmen, yıkılışı durduracak bir strateji üretmesini sağlayamadı. Başka bir ifadeyle bunu durdurma alanı bırakmadılar.


Aynı akıbetin Türkiye Cumhuriyeti içinde tecelli edeceğini söyleyebilmek mümkün değildir.
Mesela bir Büyükşehir belediye başkanına Muhammed Fatih Han benzetmesi yapmak,
dönemin şartlarıyla kıyasla olsa olsa Ortodoksların son lideri vasfına işaret ettirilebilir!


Bunun dışında yakın bir benzetme bulmak imkansızdır. Ortodoks hristiyan azınlığın sempatisini kazandığı ve sevgilerine mazhar olduğu doğrudur.


Tabi bu azınlıkların sevgisini kazanabilmek, siyaset ile iştigal eden herkes için önemli ve kazanımdır!


Tarih bilmeden, tarihin büyük şahsiyetlerinin tüm vasıflarını kavramadan ortaya atılacak her benzetme, böyle ağır ve altından tuhaf tariflerin yapılacağı garip sonuçlar doğuracaktır.

Garabet timsali; Ana Muhalefet Lideri:
Boş konuştuğunu yada sadece müfteri olduğunu asla düşünmeyin!


Özenle seçilmiş ve servis edilmiş paylaşımlar ile vazifesini icra etmekten geri durmuyor.
Onun Milli Güvenlik sorunu haline geldiğini yorumlayanlar bence bu tespit için geç kalmışlar.


Sn. Baykal’a operasyon yapıldığı gün, Sn Kılıçdaroğlu bu ülke için sorun olmaya başlamıştı.


Son yapılan tevzirat ile ilgili mevzu bahis vakıfların açıklama yapması, konuyu yapılan yurt ve masraflara bağlaması lüzumsuz ve sadece savunma barındıran açıklamalar oldu.
Hedef kitlenin, o vakıfların hayra hizmet eden kurumlar olduğuna kanaat getirmiş toplum olmadığı bir gerçek.


Sn. Kılıçtaroğlu bu tip tevziratları ile marjinal ve radikal seçmen kitlesini motive ediyor.

Akşener’e talimat verenler!

Sn. Akşener, Muhammed Fatih benzetmesi yaptığı, üzerine Rahmani vasıflar yüklediği Sn. İmamoğlu’nun arkasından çekilmek zorunda kaldı. Bu zorda kalışın arkasında nasıl bir denklem var? tahmin etmek zor değil!
Lakin 1 ay boyunca devletin temel stratejik kararlarına ve kozmik arka planlarına saydıran Sn. Akşener için verilen ayar fazla uzun sürmeyecek. Önüne konulanlar için “halledilir” diyen dış merkezler varken, kontrol altına alınacağını düşünenler yanılır.
Ekibinde yaptığı değişimler, son birkaç gün içindeki söylemleri, ayarın tutmadığının ispatı gibi görünüyor.
Yeniden güvenlik gerekçeleri ile alakalı tedbir almakta fayda olduğunu düşünüyorum.

Kuma başını saplayan Devekuşları!
Son dönemde, olabildiğince kendilerini gizleyen, 6’lı masanın küçük ortaklarından bahsettiğimi anladınız sanırım.
“Filler tepişirken, çimde ezilmekten” korkan, aslından uzak, ruhundan kaçak kimsesizler.
Varlıklarının birşeyi temsil ettiğini zanneden uyumsuzlar.
Saklanın! Daha fazla gömün kendinizi kuma ve bulunduğunuz o toprağa alışın.
Tarihin sayfalarında esameniz dahi okunmayacak sizin.


Bulunduğunuz yerde kalın!

Varoluş dönemi tamamlandı.

Yeni sürecin adı: Yükseliş
Türk milletini ekonomik tuzaklar ile düşündürmeye ve kafalarını karıştırmaya çalışanlar;
“Yükseliş” dönemimizin kodları, adları ve tüm matematiği yazıldı.


2023’te iktidarı düşürerek bunu durduracağınızı sanıyorsanız! yanılıyorsunuz.
Bu milletin yeniden yükselişini durduramayacaksınız.
Bundan sonra kim iktidar olursa olsun bu kırmızı hatta yürümek zorunda kalacak.
Bu yükselişe itiraz edenler, zamanın dengesine uyum sağlayamayanlar! Duyun!

  1. yüzyılımızın adı: YÜKSELİŞ
    Arada kalmışlar!
    Bukalemunlar!
    Kafasını kuma sokanlar!
    İhanet içinde olanlar!
    Sizler için davanın sonu gelmiştir.
    Ruhunu “Devlet” ve “Vatan” aşkıyla yakanların yolu açılmıştır.

Selam ve dua ile…