BİZ BEŞ BİN YAŞINDAYIZ
BİZ BEŞ BİN YAŞINDAYIZ
Yaş aldıkça yaşayan, yaşadıkça çoğalanlardanız.
Çektiğimiz tüm fotoğraflardan iyi tahliller yapanlardan, çizilen her resimden türlü manalar çıkaranlardanız.
Toplumun davranış biçimlerini, iniş çıkışlarını, sosyolojik zaaflarını bilenlerdeniz.
Zaman zaman atalet ve yorgunluk ile tufanları nasıl üzerlerine çektiklerini bilenlerdeniz.
Şimdilik görüneni, bilineni, sırrına vakıf olunanı sükunetle izleyenlerdeniz.
Bizler, kör sokakları aydınlatanlarız.
Bizler, çıkmaz sokaklara işaret koyanlarız.
Bizler, mağaralara projektör tutanlarız.
Bizler, her dönemin hakikatlerini söyleyip, dokuz köyden kovulanlarız.
Bizler tebliğin savunucusu, gaza yolunun neferleri, mihmandarın yolunda metanetle yol alanlarız.
Bundan sonrasını varlığımızın yasaları belirler.
Neyi, ne kadar? hâk ettiysek onu yaşarız.
Nuh'un kavminin kibirlileri gibi, Nemrud'un başına tâc yaptığı şirkin ateşinde yananlar gibi, Âd kavminin dünya nimetlerine gârk olup zalimliği kendilerine şiar edinmesi gibi, delâlete düşen Semûd kavminin hak ettiği son gibi, bizler de neyi, ne kadar hâk ettiysek onu yaşarız!
Dağlar gibi dalgalar tuğyan edenleri boğarken, bizler gaza yolumuza bakarız.
Bu yolda ilerlerken milletin burjuvasına bakarız, siyasete bakarız, bürokrasiye bakarız, eğitim sistemine bakarız, cami cemaatine bakarız, diyanete bakarız, orduya bakarız, yazara çizere bakarız…
Yetmez bir de milletin şah damarına bakarız;
Yani tarih bilincine, vatan, özgürlük, adalet ilkeleri nedir ona bakarız.
Vatanını ayakta tutan aidiyet ve sorumluluk duygusuna bakarız.
Gidişata ne kadar hakim, dünyayı nasıl okuyor, arayış içinde mi, ümitli mi, karamsar mı, kaygılı mı ona bakarız.
Güne ve istikbâle dair ne düşünüyor ona bakarız.
Vatan sevgisiyle milletine mihmandarlık yaparak yolumuzu açmaya ve aydınlatmaya çalışanlara bakarız.
Velhâsılıkelâm;
Biz sükûnet içinde olana bitene, gelene gidene bakarken, bazıları doğruları ve hâkikati söyleyip dokuz köyden kovuluyorsa,
Yalandan kimse ölmüyorsa,
Üzümü yiyen bağını sormuyorsa,
Fazla mal göz çıkarmıyorsa,
El öpmekle dudak aşınmıyorsa,
Merhametten her zaman maraz doğuyorsa ve hala Türk'ün aklı sonradan geliyorsa, "vay halimize!" der çözüm ararız.
Dedim ya, biz beşbin yaşındayız.
Bizler, kendimize düşen hisseler içinde en çok vatanına memnun olanlardanız.
Bizler, vatanı "alem-i ervâh" bilenlerdeniz.
Selam ve dua ile…