DOLAR

38,0822$% 0.31

EURO

42,6439% 0.01

STERLİN

49,4348£% 0.34

GRAM ALTIN

3.883,20%0,33

ÇEYREK ALTIN

6.411,00%0,28

BİTCOİN

3032578฿%-4.18082

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul PARÇALI AZ BULUTLU
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Tam Bağımsızlık Mefkûresi

Türkler tarihi seyir içinde devlet olma bilincini kavramış ve her zaman devletin, milli benliği gözeten, koruyan ve yaşatan vazgeçilmez bir müessese olduğunun farkında olmuşlardır. Tarih boyunca devlete kutsallık kazandıran bu inanış iradesini ve gücünü milletin varlığından almıştır. Devlet kavramı millet, ülke, egemenlik ve teşkilatlanma temelinde vücut bulmuştur.

Ülkeye hiçbir zaman toprak parçası gözüyle bakılmamış, büyük bir kutsiyet atfedilmiştir. Toprak devletin temeli olarak görülmüş, toprağın varlığını korumak ve devam ettirmek de milletin asli görevi olarak benimsenmiştir. Bu bağlamda Orhun Abidelerinde geçen “Yukarda Türk Tanrısı Türk Milleti yok olmasın diye! Bir millet olsun diye!” tarzındaki söylemler devletin sahibinin Türk milleti olduğunu vurgulamıştır.

Türklerde bağımsızlık ülküsünün ve devlet bilincinin mevcudiyeti, zaman ve mekan itibariyle inanç sistemleri doğrultusunda değişime uğrasa da asıl olan özünü kaybetmemiş; Türk tarihinde, İslâm tarihinde ve dünya tarihinde büyük rol oynamış, tarihe yön vermiş, tarihte iz bırakmış ve tarihin bizzat içinde yer almışlardır. Tarihi seyre baktığımızda görüyoruz ki dünya durdukça Türk milletine zeval yoktur. Ne olursa olsun her badire atlatılacak ve Türk milleti kıyamete kadar layık olduğu refah ile baki kalacak, Allah bu nedenle bu lütuf ve inayeti esirgemeyecektir.

Tarih sahnesinde var olduğu günden bu zaman kadar asıllar ve isimler değişse de Türk milletinin gönlünde yatan yazılara ve yasalara sığmayan bağımsızlık şuuru gönüllerde istiklal ateşi tutuşturmuş ve yüzlerce devlet kurmalarına vesile olmuş, cisimler değişse de vatana sahip çıkma ülküsü baki kalmıştır.

Bağımsızlıklarına bu denli düşkün olmaları tarihin birçok döneminde zuhur eden hadiselere zemin hazırlamıştır. Hepsinin yüreğinde aynı bağımsızlık mefkuresi, devletin kutsiyeti…

Çin’in zulmüne maruz kalındığında Kürşad’ın Çin’i kalbinden vurarak bağımsızlığını ilan etmesi,

Atilla’nın Macaristan ovalarında at koşturması,

Mete Han’ın Çin’e yazdığı bir mektupta “Toprağın, milletin ve devletin temeli olduğunu ve verilmeyeceğini ifade etmesi, aynı bağımsızlık mefkuresidir.

Türk milletinin gönlünde yatan bağımsızlık şuuru ve devlet kurma azmi İslamiyetle taçlanmış,

Türklüklerini ve Müslümanlıklarını geleneksel devlet kuruculukları sayesinde ahenkli bir şekilde uzlaştırmışlar ve yüzyıllar boyu devam eden bir sistem kurmuşlardır.

Satuk Buğra Han’ın El-Mücahit ünvanını almasında,

Sultan Alparslan’ın Anadolu’nun ebedi bir Türk yurdu olmasını sağlamasında,

Sultan Kılıçarslan’ın batıla karşı zaferinde,

Osman Gazi’in beylik,

Orhan Bey’in devlet,

Yıldırım Bayezid’in sultanlık,

Fatih Sultan Mehmet’in imparatorluk,

Yavuz Sultan Selim’in halifelik,

Kanuni Sultan Süleyman’ın Türk cihan hakimiyeti ülküsüne ulaştıran inanç ile,

“Ben Samsun’a çıktığım gün elimde hiçbir kuvvet yoktu. Yalnız Türk milletinin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek manevi bir kuvvet vardı. İşte bu milli kuvvete ve Türk milletine  güvenerek işe başladım.” mefkuresi ile,

İçerde ve dışarıda yedi düvele karşı savaşan, Türkiye Cumhuriyeti Devletini baki kılmaya çalışan Recep Tayyip Erdoğan ‘daki  ülkü aynı bağımsızlık ülküsüdür.. Milletine ve milletinin bağımsızlık sevdasına inanan her isim inandığı dava yolunda muvaffak olmuştur. İsimler değişir, mekanlar değişir lakin gönüllerdeki bağımsızlık mefkuresi her daim baki kalır.

Bu inanışın şahlanış hikayesini yeni Türkiye yüzyılı’nda tüm cihangirler ile yaşamak umuduyla…

Selam ve dua ile…

3 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Şehri Anlarken: Mahalle II

HIZLI YORUM YAP

3 0 0 0 0 0