DOLAR

38,2552$% 0.34

EURO

43,8333% 0.15

STERLİN

51,0885£% 0.12

GRAM ALTIN

4.075,24%0,33

ÇEYREK ALTIN

6.682,00%0,64

BİTCOİN

3245694฿%0.97191

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul PARÇALI AZ BULUTLU 12°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Pandora’nın kutusu açıldı mı?

Pandora’nın kutusu açıldı mı?

Meselenin Rusya için, Ukrayna toprakları olduğunu sananlar ve bu perspektifle yorum yapanlar yanılır. Meselenin çok büyük bir tarih ve din ekseni var. Milletlerin mayasını bir tutan din faktörü ve tarihi meseleleri iyi analiz etmek lazım!

İkinci Dünya Savaşı sonrasında uluslararası güç dengesinin temel sacayaklarını oluşturan devletler 1945’ten sonra etkinliğini kaybetmiş ABD ve SSCB’nin iki büyük güç olarak ortaya çıkmalarına sebep olmuştur. Lakin SSCB’nin parçalanmasından sonra uluslararası sistemde yerini alan Rusya Federasyonu 1991-2000 yılları arasında Gorbaçov’un Glasnost (açıklık) ve Perestroyka (yeniden inşa) politikaları doğrultusunda iç politikaya odaklanması sonucu dış politikada etken bir aktör olamamıştır. Zbigniew Brzezinski, Avrasya bölgesini satranç tahtasına benzetmekte ve oyunun piyonlarını da bu bölgedeki devletlerin oluşturduğunu ifade etmektedir. Ancak satranç tahtasındaki en önemli taş olan ‘şah’ın ise, bölge dışındaki bir devlet, yani ABD olduğunu nitelendirilmektedir. İşte bu noktada Rusya’nın amacı toprak almak değil satranç tahtasındaki “Şah” olmaktır.

1945 sonrasından bugüne kadar, böl-parçala-yönet mantığı ile aynı ulusa ait topraklar bölünerek günümüzde 200’e yakın devlet kurgulandı. Bunu yapan akıl Yahudilerin devşirdiği Hristiyan Katolik inanca sahip seçkinler kulübü ve onlara hizmet eden dünya şirketleriydi.

Orta Doğu’da 14 Mayıs 1948 günü Tel Aviv’de toplanan Yahudi Millî Konseyi İsrail devletinin kuruluşunu ilan etmiştir. Bundan sonra bir silsile şeklinde süregelecek Arap-İsrail savaşları yeni dünya döneminin önemli gelişmeleri arasında yer alması bunun en önemli göstergesi olmuştur.

Hristiyan dünyanın orijinale yakın sayılan Ortodoks cenahı asırlardır bu zihniyet için tehlike arz ediyordu. Sovyetlerin dağılıp altından onlarca devlet kurulmasının asıl sebebi buydu.

Kardeş milletler savaştırılarak dünyaya kendi namlarına yeni bir dizayn kurguladılar.

Bu konuya örnek verebileceğimiz;

Asya’da Çin-Tayvan, K.Kore-G.Kore gibi örnekleri mevcut. Avrupa’da Polonya, Çekoslovakya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Arnavutluk Letonya-Çek Cumhuriyeti-Sırbistan-Ukrayna ve hatta Almanya’nın uzun süre iki ayrı federasyon olarak yaşamalarını da sayılabiliriz.

Araştırma yapmak isteyenler, daha çok sayıda örneklere göz atabilir.

Yahudileşmiş Katolik Hristiyan kulübü son 20 yıl içinde ağırlığını kaybetmeye yüz tutmuşken, hizmetkârı şirketler üzerinden yeniden dünya dizaynı için harekete başladı.

Her ülke kendi içinde bu operasyonlardan kısmi örnekler ile tanışırken, genel manada tüm dünyanın ilgi odağı olan, WikiLeaks belgelerinin sızdırılması ile yeniden ülkelere ayar vermeye başladılar. Mesele devletlerin klasik deyimle “ulus devlet” modellerinin ve kardeşlik hukuklarının unutturulması senaryosuydu.

Çin’de Kuzey ve Güney Çin olarak planlanan ayrılık,

Çin ile Tayvan arasındaki yıllardır süren kavga,

Hindistan ile Pakistan arasında Keşmir sorunun yeni parçalanmalara hizmet ettirme çalışmaları,

Uygur Türk bölgesindeki sorunlar, Afganistan sorunu,

Kuzey Kore’nin anlamsız çıkış ve tehditleri aynı şirketlerin farklı senaryoları ve kurgularından ibaretti.

Ortadoğu’daki uzun zamandır süregelen savaş ve bölünmeler,

Yahudileşmiş Katolik konseyin en önemli dünya planları arasındaydı.

Zira yeni dünya düzenini sadece siyasi minvalde düşünen akıllar; Ortodoks Yunanistan’ın AB üyeliğini, Ortodoks Gürcistan’ın neden Rusya ile değil de Müslüman Türkiye ve Katolik-Protestan Batıyla yakınlaşma içinde olduğunu, mücadeleleri oldukça eskilere giden Türkiye ve Rusya arasındaki ekonomik ve siyasal yakınlaşmayı, Azeri-Ermeni çatışmasında Müslüman ve Şii İran’ın neden Müslüman Şii ağırlıklı Müslüman Azerbaycan’ı değil de Hıristiyan Ermenileri desteklediğini açıklamakta zorlanacaktırlar. Mesele sadece siyasi ve ekonomik raunt değil elbette.

Bu araya bir not eklemekte fayda görüyorum. Bu seçkinler kulübünün kendilerine en büyük düşman olarak Sünni İslam’ı temsil eden devletleri seçtiklerini sanmıyorum. Bu Katolik yapının asırlarca en büyük savaşları Ortodoks Hristiyanlar ’la olmuştur.

Devam edelim…

Ortodoks Rusların stratejik hedefleri, hiçbir zaman Yahudi devşirmesi Katolik Hristiyan kitlenin menfaatlerine uymayacaktı. Evvelce Ukrayna yönetimiyle iyi ilişkileri olan Rusya’ya karşı Ukrayna’da bir komedyen, aslı Yahudi, film şirketi üzerinden fonlama ve pr çalışmaları sayesinde “Zelinsky” Ukrayna’ya lider yapıldı. İşte bu tarih aslında din içi mezhep çatışmasının milat tarihi olacaktı. Son yıllarda, piyon liderleri aracılığı ile Rusya’ya ayar vermeye, NATO tehdidi oluşturmaya, AB üyeliğine almaya uzanan güdümlü hamleleri bu işi bu noktaya taşıdı.

Şimdi ne olacak!

Benim öngörüm şu ki, aslına rücu eden, millet hafızası güçlü ve kadim olan ülkeler kazanacak. Çünkü dünyada halklar arasındaki en önemli farklılıklar ideolojik, politik veya ekonomik değil, kültüreldir. Halklar kendilerini ecdatlarıyla, dinle, dille, tarihle, kültürel değerlerle, geleneklerle ve kurumlarla tanımlamaya başlamışlardır. Bunun sonucu olarak da politikayı sadece çıkarlarını geliştirmek için değil, aynı zamanda kimliklerini tanımlamak için de kullanmaya başladılar. Ulus devletler dünya olaylarında temel aktörler olarak kalmaktadırlar ve ulus devletlerin davranışları geçmişte olduğu gibi güç ve servet ama aynı zamanda da kültürel tercihler, ortaklaşa sahip olunan şeyler ve farklılıklar tarafından biçimlendirilmektedir. En önemli devlet bloklaşmaları, artık Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi değil, süper güçlerin rekabeti yerini medeniyetler çatışmasına bırakmıştır.

Allah nurunun hakikatini istediği kimseyle aydınlatır.

Pek hoşlanmasam da;

Yahudileşmiş Katolik Hristiyan dünyaya ilk resti “Putin” çekti. İnançlarının ve tarihin ışığında bu eylemlere başladı. Biden doğru tespit yapmış da olabilir! Rusya Putin liderliğinde eski Çar Rusya’sının mücavir alanlarına tekrar dönmek istiyor da olabilir.

Esas olan biz Türkiye olarak ne yapmalıyız. Bugün savaşın tarafları üzerinden siyaset üretmemize asla gerek yok. Rusya’nın etkin hedef ve stratejilerine iyi bakmamız lazım. Kaçırmamalıyız, hedeflerinin nereye uzanacağının, nerede duracağını bilmeliyiz. Kendi coğrafyamıza sirayet edecek yönlerine engel olmalı ve müdahale etmeliyiz. Ve biz de belli hayallerle hedefine yürüyen toplumlar gibi,

Aslımıza rücu edip, tarihi ve dini sorumluluklarımızı yeniden yüklenmeliyiz. Ortadoğu, Afrika, Balkanlar ve Türki Cumhuriyetleri kapsayacak yeniden bir yapılanma sürecine başlamalıyız. O topraklarda asırlarca yanan ocaklarımızı yeniden harlamalıyız. Ülkelerin sınırlarının kalemle çizilmediği hakikatine binaen hamleleri izleyip yeni bir istikamet vermeliyiz.

Dünün, bugünün ve gaybın sahibi Allah’ın, vazife ise kulun…

Selam ve dua ile…

1 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Rusya’nın Ukrayna’ya Belarus’ta müzakereler için verdiği süre doldu

HIZLI YORUM YAP

1 0 0 0 0 0