38,1825$% 0.55
43,6054€% 0.33
50,8612£% 0.33
4.083,74%0,54
6.725,00%0,21
3213579฿%-0.11256
13 Mayıs 2023 Cumartesi
İşte coğrafya kitaplarına girecek, bulmacalarda karşınıza çıkacak yeni bir kavram: Yüzenada. Kısaca, rüzgara göre yer değiştiren adalara deniyor. Olmaz öyle şey demeyin, Türkiye’den 8’i şimdiden dünya yüzenadalar listesine girdi.
Yüzen ada kavramını Türkiye’ye kazandıran kişi, ABD’li bilimadamı Chet Van Duzer. Van Duzer, dünyadaki yüzenadaların envanterini çıkarırken iki Türk coğrafyacısına ulaşıp Türkiye’deki yüzenadaların listesini isteyince, biz de öğrenmiş olduk. İngilizcesi “floating island”. Tam tanımı ise, özel coğrafi koşulların oluşturduğu, bir su kütlesi üzerinde karayla hiçbir bağlantısı olmayan, hareketli kara parçaları.
Van Duzer’den gelen talep üzerine, Türk bilim adamları Prof. Dr. İhsan Bulut ve Yard. Doç. Dr. Mustafa Girgin, ilk kez duydukları bu terimi araştırmaya başladılar. Hatta 2002 yılında yapılan Türk Coğrafya Kurultayı’na bu konuda bir makale sundular. Terim duyuldukça, bilim adamlarına hem akademik çevrelerden hem de halktan bilgiler gelmeye başladı.
Bilgilerin doğruluğu araştırılınca, Türkiye’nin birçok yerinde yüzenadalar olduğu anlaşıldı. Bunlardan ilk etapta tespit edelen 8 tanesi ABD’ye bildirildi ve böylece Van Duzer’in hazırladığı dünya yüzenada envanterinde (Addenda to Floating Islands – A Global Bibliography) yerini aldı.
Yüzen Adaların Doğal Oluşumları
Yüzen Adalar, keçemsi ve saz gibi birbirini tutan bitkilerin, sudan daha az yoğun bir kara kütlesi oluşturmasıyla ortaya çıkıyor. Birbirine tutunan bu bitkiler, suyun üstünde sal gibi yüzmeye başladıktan sonra üzerinde bitkiler hatta ağaçlar yetişebiliyor. Rüzgârın estiği yöne doğru yer değiştiren adalar, büyüklüklerine göre sırıkla da itilebiliyor. Denizlerdeki yüzen adalarda ise aynı görevi yosunlar görüyor.
Bazen ot öbekleri olarak da anılan doğal yüzen adalar, yüzen hasır bitki kökleri ya da diğer organik atıklar üzerinde büyüyen bitki örtüsünden oluşur.
Yüzen adalar genellikle büyüyen su kamışı, hasır otu, kamış ve sazlıkların sulak bir alanın kıyı şeridinden dışa doğru uzamasıyla oluşur. Su derinleştikçe kökler daha fazla dibe ulaşamaz; bu yüzden batmamak için kök kümelerindeki oksijeni ve üst tarafın oryantasyonunu korumaya destek için etrafındaki bitki örtüsünü kullanır. Bu yüzen hasırların altındaki alan akuatik (sucul) yaşam biçimleri açısından son derece zengindir. Rüzgâr olayları bütün bölümleri kıyıdan ayırır ve bu şekilde oluşan adalar rüzgârın değişimiyle bir gölün etrafına taşınır. Sonunda ya kıyıda yeni bir alana yeniden bağlanır ya da ağır havada dağılırlar.
Patlamalı volkanik püskürmeler, tamamen emilip batmadan aylar hatta yıllarca okyanusta yüzen sünger taşı salları oluştururlar. Zamanla, daha geniş sallar çimlenir ve onların üzerinde de palmiyeler yetişme olanağı bulur. Doğal yüzen adalar, Avalon gibi birçok “kutsal ada” efsanelerinin kaynağı olmuştur.
Yüzen adanın su yüzünde kalabilmesi için elbette sudan hafif olması gerekir Sudan hafif olan katı madde nadirdir. Hatta odun bile ıslandığında suya batar. O yüzden böyle bir yüzen adanın varlığı gaz yardımı gerektirir. Çürüyen bitkilerden beslenen bakteriler Metan gazı üretir. Bu gaz bir süre bitkilerin içinde durur, adanın altında takılı kalır ve yüzmesini sağlar.
Türkiye’de Bilinen Yüzen Adalar