DOLAR

38,1825$% 0.55

EURO

43,6054% 0.33

STERLİN

50,8612£% 0.33

GRAM ALTIN

4.083,74%0,54

ÇEYREK ALTIN

6.725,00%0,21

BİTCOİN

3213579฿%-0.11256

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul AZ BULUTLU 11°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
Muhammet Taha YILDIRIM

Muhammet Taha YILDIRIM

13 Mayıs 2023 Cumartesi

Kırsal Kalkınma Ve Türkiye

Kırsal Kalkınma Ve Türkiye
4

BEĞENDİM

ABONE OL

Kırsal alanlar denince nüfus yoğunluğunun düşük olduğu, ekonomik hayatın daha çok tarım üzerine kurulu bulunduğu, doğal koşulların ve geleneksel değerlerin hayatı şekillendirmesinde etkin olduğu ve eğitim, sağlık haberleşme gibi sosyal imkânların yeterince gelişmemiş olduğuna kaynaklık eden alanlar anlaşılmaktadır.

Uluslararası kırsal koşulların ve eğilimleri karşılaştırma imkânları sağlamak amacıyla ayırım yapmaya giden OECD’ ye göre kırsal alanlar, nüfus yoğunluğunun km2 başına 150 kişinin altında olduğu mekânlardır.

Ülkemizde genel olarak üretim ilişkileri açısından ‘kırsal alanlar’, il ve ilçe merkezleri dışındaki üretime kaynak teşkil eden alanlar olarak kabul edilmektedir. Bu çerçevede hazırlanan istatistikler, nüfusun yaklaşık %35’inin kırsal alanda yaşadığını göstermektedir.

KALKINMA NEDİR?

Kırsal alanda yaşayan ve geçimini tarım sektöründen veya benzer kırsal mesleklerden sağlayan birey ve toplulukların, insanca yaşam koşullarına kavuşturulması için onlarda önce bu yönde bir gereksinme duygusu yaratmak, sonradan bu duygu yönünde çaba harcamaları için onlara maddi ve manevi açıdan tüm yardımların yapılması ile demokratik yoldan bu toplulukların kalkınmalarını sağlama mücadelesidir.

Kırsal kalkınma neden önemlidir?

Kırsal kalkınmanın önemini beş madde ile belirteceğim;

  • Kırsal alanın ülke ekonomisine katkısının artırılması ve kırsal toplumun yaşam kalitesinin yükseltilmesi suretiyle bölgeler ve kır – kent arasındaki gelişmişlik farklarının azaltılması,
  • Göç eğilimlerinin istikrarlı bir dinamiğe kavuşturulması, dengeli ve sürdürülebilir kalkınma hedefiyle uyumlu bir nüfus yapısına ulaşılması,
  • Tarımın yeniden yapılandırılması sürecinde ortaya çıkabilecek sosyo-ekonomik ve çevresel olumsuzlukların azaltılması,
  • Çevrenin ve doğal kaynakların korunması geliştirilmesi ve sürdürülebilir kullanımı,
  • Gelişmiş ülkeler ile ekonomik ve sosyal yakınlaşmanın ve uyumunun sağlanması.

Güçlü yönlerimiz:

  • Geniş tarım alanlarının varlığı ve sulama imkanlarımızın bulunması
  • Potansiyel ürün çeşitliliğimiz,
  • Tarımsal sanayi girdimiz ve hammaddelerinin çeşitliliği,
  • Kırsal  iş gücü potansiyelimiz,
  • Ulaşım, haberleşme ve elektrik alt yapısının önemli ölçüde tamamlanmış olmamız.

Zayıf yönlerimiz:

  • Kırsal istihdamın ve gelir kaynaklarının ağırlıklı olarak tarımsal faaliyetlere dayanması, tarım sektöründe gizli işsizlik ve tarımda kayıt dışılığının yaygınlığı,
  • Kırsal yerleşimlerde yoksulluğun yaygın olması,
  • Genel ve mesleki eğitim düzeyinin ve okullaşma oranının düşük olması,
  • Yerleşim birimlerinin sayıca fazla , plansız, dağınık ve küçük olması,
  • Kırsal alt yapı yetersizliklerimiz.

Fırsatlar:

  • Tarım dışı sektörlerin gelişme eğilimi,
  • Tüketici bilincinin gelişmesi ve sağlıklı kaliteli ve organik ürünlere olan talebin artmış  olması,
  • İç ve dış talebe dayalı olarak gıda sanayinin gelişmesi,                                                                                                
  • Dış pazarlara erişim imkanlarının güçlenmesi,
  • Üretim, haberleşme ve bilişim teknolojilerinin giderek gelişmesi.

Tehditler:

  • Makroekonomik istikrarın bozulması,
  • Tarımsal destekleme politikalarının değişme eğilimi ve uluslar arası ticaretin giderek serbestleşmesi,
  • Tarımı yeniden yapılandırması sürecinde işsizlik ve yoksulluk gibi sosyo-ekonomik olumsuzlukların artması,
  • Genç ve nitelikli iş gücünün kırsal alanlardan göçü, üretken faktörlerin kaybı ve nüfusun yaşlanması ,         
  • Uzak kentleşme ve sanayileşme ile gelişen turizm faaliyetlerinin doğal kaynaklar üzerinde baskısının artması.

Sonuç olarak stratejik hedeflerimiz;

  • Ekonominin geliştirilmesi ve iş imkânlarının arttırılması,
  • İnsan kaynaklarının örgütlenme düzeyinin ve yerel kalkınma kapasitesinin geliştirilmesi
  • Kırsal alan fiziki altyapı hizmetlerinin geliştirilmesi ve yaşam kalitesinin arttırılması
  • Ve son olarak sürdürülebilir bir kalkınma için kırsal alanın korunması ve geliştirilmesi.

1988 yılında Avrupa Komisyonu tarafından ‘Kırsal Toplumun Geleceği’ adlı tebliğde kırsal alanların sadece fiziksel mekâna dayalı olarak ele alınmaması gerektiğini, bu alanların ekonomik ve sosyal hayatın çok farklı aktivitelerine sahne olan karmaşık bir yapı teşkil ettiği belirtilmiş, kırsal alanların sadece içinde barındırdığı nüfusa iş ve hayat veren alanlar olmadığı, bunun yanında toplumun tüm kesimlerine hitap eden, ekolojik dengenin kurulduğu çok fonksiyonlu alanlar olduğu vurgulanmıştır.

Nüfus, tarımsal üretim, mülkiyet ilişkileri, geleneksel yapı, temel hizmetlere erişebilirlik, sosyal güvenlik açısından kırsal alan iç içe geçmiş birçok sorunu barındırmaktadır. Bundan hareketle, öncelikle kırsal alanın genel durumunun ortaya koyulması ve buna göre strateji belirlenmesi gereği ortaya çıkmaktadır

Gün geçtikçe daha fazla üzerinde durulan ve kabul görülen ‘kırsal alan’ kavramı strateji planlarında komisyon raporlarında üzerinde durulan konu olmuş, ayrıca birçok kurum ve kuruluş hatta ülkeler bile kendi kırsal alan tanımlamalarını yapmışlardır. Ancak kırsal alanın herkes tarafından kabul edilebilir bir tanım yapılması oldukça zor ve yetersizdir. Çünkü bu kavramın tanımının yapılmasında çeşitli faktörler ve kriterler rol oynamaktadır. 

Muhammet Taha Yıldırım