38,2552$% 0.34
43,8333€% 0.15
51,0885£% 0.12
4.075,24%0,33
6.682,00%0,64
3242584฿%0.90394
13 Mayıs 2023 Cumartesi
Şehri Anlarken: Ev-4
Bir önceki yazımda Eski Türklerin yaşamsal mekanlarına yani çadırlara değinmiştik. Çadırların iç mekân plan ve kullanımı ile belli başlı özellikleri üzerinde durmuştuk. Bu yazımda da Türklerin konar – göçer hayatın bir ürünü olan çadırdan tam yerleşik hayatın getirisi olan eve geçişi üzerinde duracağım.
Türkler, Orta Asya’dan göçüp Anadolu coğrafyasına gelir gelmez Türk Evi’ni inşa etmediler elbette. Anadolu zaten yerleşik hayatın uygulanması açısından dünyanın en eski örneklerine sahipti. Göbeklitepe ve Çatalhöyük hala üzerinde araştırmaların ve kazıların devam ettiği bilinen en eski yerleşim alan örnekleridir. Ayrıca Hitit, Frigya, Lidya ve Likya gibi pek çok uygarlık da bu anlamda oldukça zengin kültür ve sanat birikimi miras bırakmışlardır. Ayrıca Anadolu coğrafyası yerleşik Yunan (Bizans) sanatı ile Mezopotamya sanatının temsilcisi İran kültürünün bir nevi güç mücadelesine de sahne olmuştur.
Türkler ise Selçuklular ile birlikte Anadolu’ya yayılıp kök salmışlar ve ilk ev örneklerini de bu dönemde inşa etmişlerdir. Selçuklular çok özgün bir mimari ve sanat anlayışına olmasına karşın Bizanslı sanatçı ve zanaatkarlara dokunmamıştır. Bu tavır ise hem doğu hem de batı sanat ve mimarisinden izler taşıyan kozmopolit bir özgün bir yapının oluşmasını sağlamıştır. Müslüman ustalar ile yerli zanaatkarlar aynı iklime sahip, aynı toprak üzerinde aynı malzemeleri kullanarak ama farklı estetik kaygılar ile çok zengin eserler meydana getirmişler. Bu eserler Anadolu’nun her bir köşesinde ayrı gelenek ve göreneğin ürünü olarak hayat bulmuştur. Selçuklular dönemindeki bu mimari zenginliğin coğrafi ve dini etkilerden kurtulup saf bir üslup olarak ortaya çıkması Celal Esad Arseven’ göre Osmanlılar döneminde mümkün olmuştur.
Günümüzde kimi araştırmacılar Türk Evi’nin tanımını yaparken esas olarak Osmanlı dönemini kendine referans noktası almıştır. Bunların başında da Sedad Hakkı Eldem gelmektedir. Ona göre Türk Evi; “eski Osmanlı Devleti’nin işgal ettiği sınırlar içinde eski anlatımla Rumeli ve Anadolu bölgelerinde yerleşmiş, gelişmiş ve 500 sene kadar tutunmuş, kendi özellikleriyle oluşmuş bir ev tipidir.” Doğan Kuban ise daha genel bir tanım yapmayı kendince doğru bulmuştur. Ona göre ise Türk Evi “geleneksel Türk ailesinin yaşam kültürü törelerine uygun şekil ve plan özelliklerini gösteren, asırlarca Türk insanının gereksinimlerine cevap vermiş konut tipi olarak bilinmekte ve tanınmaktadır.”
Bir sonraki yazımda Türk Evi’ni incelemeye kaldığımız yerden devam edeceğim. Tekrar görüşmek ümidiyle sağlıcakla kalın…