DOLAR

38,2552$% 0.34

EURO

43,8333% 0.15

STERLİN

51,0885£% 0.12

GRAM ALTIN

4.075,24%0,33

ÇEYREK ALTIN

6.682,00%0,64

BİTCOİN

3208542฿%-1.1442

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul PARÇALI AZ BULUTLU 13°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Şehri tanımlamak ve anlamak

Bir önceki yazıda şehir üzerine bir giriş yapmıştık. Şehrin doğuşundan, ona atfedilen övgü ve teşvikten bahsetmiştik. Yazının sonuna doğru da şehirlerin içinde bulunduğu kaotik durumu hatırlatıp “şehir günümüz insanını gerçekten özgürleştiriyor mu?” diye sormuştuk?

Peki nedir bu şehir dediğimiz şey?

İnsan yığınlarının bir araya toplandığı yerler midir? Ekonominin – kapitalin yoğunlaştığı mekanlar mıdır? Yönetsel olarak gerçekleşmiş bir bölümlemenin parçası mıdır? Üretimin, sanayinin, tarımın, turizmin vs yoğunlaştığı yerler midir? Ya da eğitimin, kültür ve sanatın filizlenip yeşerdiği mümbit(verimli) topraklar mıdır?

Ortaya çıkışından itibaren ve özellikle de ortaçağdan sonra şehir üzerine yazılar yapılmış. Aristo’dan, Farabi’ye kadar pekçok düşünür şehir üzerine kafa yormuş. Sadece düşünürler değil edebiyatçılar, teologlar, ekonomistler, çevre bilimciler, (doğal olarak da) sosyologlar… Hatta son zamanlarda bilişim üzerine kafan yoranların da ilgi alanı içine girmiştir.

Aslında şehir yukarıda sorulan soruların hepsini içinde barındıran, farklı dinamik ve aktörleri olan; yaşayan, gelişen ve bazen de ölen bir yapıdır. Şehirler için; evlerden, mahallelerden, semtlerden oluşan yerleşim yerleridir de diyebiliriz. Ekonominin ağırlıklı olarak sanayiye, ticarete, tarım dışı üretime dayalı olduğu kapitalin yani sermayenin toplanma alanları da demek mümkündür. İnsanların birbirleriyle etkileşim halinde olduğu, farklılıklarını yaşatabildikleri, folklorik özelliklere sahip oldukları yaşam alanları da denebilir. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın harika ifadesiyle “bir terbiyenin, bir zevkin etrafında teşekkül eden müşterek bir hayattır.” Dolayısıyla şehir aslında bunların hepsinin birleşimidir desek yanılmış olmayız.

Bu bağlamda belki de şehri tanımaya ve anlamaya “ev”den başlamak en doğrusu olacaktır. Şehirlerin en küçük hücreleri olan evler bir yandan bir yaşam alanı olmakla beraber diğer yandan da kimi zaman en küçük ekonomik faaliyetin de mekanı olmaktadır. 

O zaman “ev” üzerine değerlendirmeler yapacağımız bir sonraki yazıda buluşmak üzere…

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Kentleşme ve Kentlileşme

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0